VİYANA’DA BİR SAHAFIN KAPISINDAN İÇERİ...
- Sinem Gündüz Şentürk

- 2 gün önce
- 2 dakikada okunur

2014’te Ankara Başkent Üniversitesi’nde bir okul öncesi eğitimi öğrenci kongresine katılmıştım. Dinlediğim sunumlardan biri farklı ülkelerde yayınlanan çocuk kitaplarındaki illüstrasyon tekniklerinin karşılaştırılması ile ilgiliydi. Araştırmacı çalıştığı kitaplarda çeşitlilik yaratabilmek için yurt dışına çıkan tanıdıklarından birer kitap getirmesini istemişti. Bunu duyduğum an çok etkilendim! İşte o an içimden kendime söz verdim. Yurt dışına çıkarsam gittiğim yerlerden çocuk kitapları alarak kendimce bir koleksiyon oluşturacaktım.

İlk kitaplarım annemden geldi. Ona da anlatmıştım, o da benimle çok heyecanlanmıştı bu fikre. Annem ve babam emeklilik hayatlarında yurt dışı gezilerine zaman ve para ayırabildikleri için koleksiyonumun ilk parçaları onlardan! Hayalim yavaş yavaş gerçekleşiyordu ama bir yandan da kendim yurt dışına çıkıp bu deneyimi yaşamak için resmen gün sayıyordum. İlk defa Batum’a gitmiştim ve orada çok tatlı bir kitapçı bulup biraz zaman geçirip ilk kitabımı almıştım. Hem de doğum günümde! Güzel bir hediyeydi. Bundan yaklaşık 3 yıl sonra da Berlin, Prag, Viyana ve Budapeşte planı yapmıştık. Geziyi resmen her şehirde bir çocuk kitapçısı bulma heyecanı ile planlanıyordum. Viyana’daki kitapçıdan ve yarım yamalak sohbetimizden çok etkilenmiştim. Çünkü aslında burası çocuk kitabı sahafıydı.

Sahaflar, eski basımları da elinde bulundurduğu için benim içim her zaman çok daha değerli. Dükkânın içine girdiğimizde o kadar çok kitap yığılıydı ki kitaplardan labirentler oluşmuş gibiydi. Ben aslında yığılı kitaplar arasından yürümeyi çok sevdim ama asıl sebebi belirli dönemlerde anaokullarına kitap sağlaması ve sonra da okulların o kitapları geri vermesiymiş. Biz tam kitapların geri verildiği döneme denk gelmişiz. Ve hatta dükkânın açılış saati de 14.00’tü. Sebebi de bu yüzden, o saate kadar kitapları ulaştırma veya geri alma işiyle uğraşıyorlarmış. Bu fikirden de çok etkilenmiştim: Anaokullarının sahaflardan kitap kiralaması! Sonra biraz konuşmaya başlayınca da iki kızına çokça kitap okuyan bir ailenin kitapçı açma öyküsünü öğrenmiş olduk.

Aynı kitabın farklı yıllardaki basımını bulmak benim için hep heyecan verici ama asıl heyecanım kitapçının bizim nasıl bir kitap aradığımızı sormasıyla başladı. Yine yarım yamalak şunu anlatmaya çalıştım: Ben ülkelerin yerel yazar ve çizerlerine ait kitaplar arıyorum! Hemen bana bir kitap gösterdi, gelmeden de biraz araştırma yapmıştım, bu gösterdiği kitabın çizimleri biraz başka bir ülkenin çizerini andırıyordu. Ben daha karakteristik bir kitap aradığımı söyleyince nokta atışı bir kitap gösterdi. Şahane! Birbirimizi anladık ve biraz daha bakalım mı deyince eşimle göz göze geldik ve ağzımdan şunlar döküldü: “I am from Turkey and 1 Euro is 30 Turkish liras!” Sonrası ise benim uluslararası ilişkilerimin en güzel anısı olan kitapçının kitabı bize hediye etmek istemesiydi. Tabii ki kabul edemezdik. Uzun ısrarları sonucunda başka bir kitabı da ücretiyle almak şartıyla kabul ettik ki bu da kabul görmedi. Kitapçının tek şartı bir dahaki ziyaretimizde ona uygun fiyatlı Türkçe bir resimli çocuk kitabı getirmeye söz vermemiz oldu.
Bizim bir daha gitme şansımız olmadı ama bu yazıyı okuyanlar bizden önce giderse bu olayı anlatıp bir çocuk kitabı hediye götürebilirlerse pek sevinirim.
Adres: KINDERBUCH-ANTIQUARIAT
Halbgasse 28, 1070 Wien, Avusturya










Yorumlar