AYŞEGÜL İLDENİZ
1) Ayşegül İldeniz kimdir bize kısaca bahseder misiniz?
Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olduktan sonra San Francisco State Üniversitesi Dijital İletişim Bölümünde yüksek lisans programını tamamladım. 1998 yılından itibaren global mikroişlemci devi Intel şirketinde üst düzey yöneticilik görevlerinde bulundum. Sırasıyla, Türkiye Genel Müdürlüğü, daha sonra 67 ülkeyi barındıran Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Başkanlığı ve Avrupa Yönetim Kurulu üyeliği, son olarak da Silikon Vadisi’ndeki Intel Merkez Ofisi'nde Yeni Teknolojiler Grubu Dünya Başkan Yardımcılığı yaptım.
2016 yılında New York borsasında işlem gören ve 26 milyon kullanıcısı ile Amerikan akıllı enerji pazarının yarısını elinde bulunduran Silver Spring Networks Şirketi'ne COO olarak atandım. Akıllı şehirler konusundaki programları Chicago, Singapur, Paris, Kopenhag, Dubai gibi şehirlerde uyguladım. Halen Doğan Holding, Vestel Elektronik Sanayi, Vestel Beyaz Eşya Sanayi ve Zorlu Enerji Elektrik Üretim AŞ bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmaktayım.
2015 yılında ABD’nin en prestijli yayınlarından Fast Company tarafından “Dünyanın en yaratıcı ilk 100 kişisi” ve TOA (Turks of America) tarafından Amerika’nın en etkili 3. Türk kadını, Türkiye'de ise Dünya Gazetesi tarafından 2004’te “Yılın Bilişim Kadını”, 2006’da “Yılın Kadın Yöneticisi” seçildim. Halen TÜSİAD Silikon Vadisi Network Başkanı ve Turkish Philanthropy Funds Yönetim Kurulu üyesi ve Eisenhower Fellowships üyesiyim.
Silikon Vadisi ve İstanbul'da inovasyon, teknoloji, gelecek vizyonu konularında öncülük yapmaktayım.
2) Önümüzdeki yıllarda eğitimdeki değişimi teknoloji ne şekilde etkileyeceğini öngörüyorsunuz?
Gelecekte önemli olan bilgiye sahip olmak değil bilgiyi bulmak, değerlendirmek ve kullanmak olacak.
Yani öğrenme süreci, konuları öğrenmekte değil; onları yorumlama, değerlendirme, birleştirme ve sonuçlara varabilme süreci haline dönmesi gerekiyor. Böyle bir dünyada fiziksel mekandan bağımsız şekilde, öğrencilerin çok daha kişiselleşmiş ve kendi ilgi alanlarına odaklandığı bir dünya ile karşı karşıya olacağız. Öğrencilerin çok daha iyi kendilerini tanımaları, ne istediklerini bilmeleri, ve inovatif yaratıcı beyinlerinin, analitik yeteneklerinin daha çok öne çıktığı bir dünya olacak. Gelecekte makinelerin yaptığı işleri bugün insanların yaptığı meslekler değil, tam tersine, yaratıcı zeka gerektiren mimarlık, sanat, sosyal psikoloji, veriyi yorumlama gibi konulara odaklanıp fark yaratabilen meslekler öne çıkacak. Bu yetenekleri öğrenebilen bireyler de geleceği şekillendiriyor olacak.
3) Gelecek yüzyıla hazır gençler yetiştirmek için eğitimciler olarak ne yapmalıyız?
Böyle bir ortamda öğretenlerin daha çok bir mentor ve yol gösterici gibi hareket etmeleri gerekecek; öğrencilerin kendi ilgi alanları ve yeteneklerini keşfetmelerine yardımcı olan destekçiler gibi davranmaları gerekecek diye düşünüyorum.
Ayrıca bilgiyi bulduktan sonra onu değerlendirip aksiyona çevirebilme yeteneğindeki insanların ortaya çıktığı bir dünya bizi bekliyor.
Düşünceyi ürüne çevirmek çok farklı bir konsept; hem yaratıcılık, hem pratik zeka, hem mühendislik bilgisi, hem analitik düşünce hem de yorum yapabilme kabiliyeti gerektiriyor. Eğitimciler bu hedefle insan yetiştirir ve öğrencilere böyle bir özgüven verebilirlerse çok başarılı bireyler yetişebilir.
4) Kariyerinizin dününde ve bugününde çok önemli rol ve sorumluluklar aldığınızı görüyoruz. Tüm bu süreç boyunca kendinize ne tür yatırımlar yaptınız? Kişiliğinizin ve karakterinizin oluşumunda "kilometre taşı" diyebileceğiniz ne tür olay ya da durumlar yaşadınız?
Öncelikle sadece kendi alanım değil her alana merak duyan bir insan oldum; tarih, arkeoloji, diller, sanat, farklı kültürler, bunların hepsini merak ettim.
Çünkü bence her şeyin başı insanları anlayabilmek. Değerli insan olmayı başarabilmek için entelektüel kapasitenizi artırmak gerekiyor.
Yaşamımın her devresinde farklı ülkeler kültürler tanımaya ve onları anlamaya çalıştım. Global bir yönetici olmak demek herkesi kucaklayıp onlar için de yaratabilmek; birbirine benzemeyen insanlarla anlaşabilmek, iş yapmak ve değer yaratmak anlamına geliyor benim için. Yurtdışında eğitim almam, hem lisedeyken bir yıllığına değişim programıyla gitmiş olmam, hem de yüksek lisansımı yurt dışında yapmış olmam benim bakış açımı çok genişletti. Hem dünyayı hem de insanları çok daha geniş ve özgür bir perspektifle değerlendirmem konusunda yardımcı oldu.
İyi yönetici olmak için hızlı ve doğru birçok karar almanız gerekiyor; ne kadar geniş düşünür ve başkalarının perspektifini anlarsanız o kadar doğru karar alırsınız; ne kadar kendinize güveniniz varsa da o kadar hızlı karar alırsınız. Bunların ikisi güzel bir kombinasyon. Gençlere tavsiyem hiç birbirine benzemeyen işlerde çalışsınlar; dünyanın farklı yerlerinde yaşasınlar ve insanlar tanısınlar derim.
5) Çocuk ve genç girişimciliği hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Gençlerin, hem iş hayati hem de sosyal alanlarda daha çok, acil olarak ve hemen öne çıkması gerektiğini düşünüyorum. Dünyada ciddi bir yönetişim sorunu var. Bu konuyu sadece yepyeni perspektif sahibi gençler aşabilir. Bugün kullandığımız teknolojilerin çoğunu çok genç insanlar oluşturdular bunun nedeni de kafalarında herhangi bir kalıp, gelenek ya da zincire bağımlı olmamaları. Ne kadar erken okyanusa atlayıp projeler deneyip; ne kadar hızlı başarısız olup tekrar ayağa kalkılırsa o kadar başarılı olacaklarını düşünüyorum.
İnovatif düşüncenin yolu özgürlükten geçer; gençlerimiz tüm girişim ve iş kalıplarına bizlerden çok daha özgürlükçü yaklaşabiliyorlar.