Uğraş DEMİR
11 Eki 20222 dk.
Zeynep Gülçin Altun, hayatta neredeyse elli yılı devirmek üzere olan, meraklı, öğrenmekten zevk duyan, ağaçlarla, böceklerle konuşan dağlar kızıdır.
Bakanlıkta AR-GE bünyesinde çalıştığım için eğitimci tarafım hep vardı. Ama vurucu nokta Tansaş’ta iki üniversite öğrencisinin çağla bademlere bakıp “Buzlu bademin bununla ne ilişkisi var?” demesiyle başladı. Kızlarıma, şehirde doğayı hep gösterirdim, “Bunu tüm çocuklar için yapmalıyım,” dememe bu olay sebep oldu.
Covid-19’un ve ondan önceki pandemilerin çıkış noktasını düşünürsek, hastalık da, şifa da doğadan. Biz doğanın parçasıyız. Biz ona ne yaptıysak o da bize aynısını yapıyor.
Bilmediğiniz bir şeyi sevip saygı duyamazsınız. Doğada olduğunuzda hem bedenen hem ruhen besleniyorsunuz. Doğa en iyi öğretmen, bu bir bebek içinde böyle doksan yaşındaki için de böyle.
Beş yıldır KODA(Köy Okulları Değişim Ağı)’da öğretmenlerle çalışıyorum. Onların eğitim sırasında ilk fark ettikleri şey, “Doğa Körü” oldukları oluyor. Doğa dediğiniz şey her yerde. Sokağınızda ağaçlar var. Her gün önünden geçiyorsunuz. Kaldırım taşları arasında karahindiba kafasını uzatıyor. Sabah beş dakikanızı ayırıp pencereden dışarıdaki sesleri dinleyin, en az dört farklı kuş sesi duyacaksınız.
Doğa deneyimdir. Bir atölye, bir eğitim ile doğanın diliniz öğrenmeniz beklenemez. Sorsanız herkes doğa severdir. Ancak gerçekten bir doğa sever olabilmek için duruşunuzun, yaşam şeklinizin bu sevgiyi destekliyor olması gerekir.
Kâğıt bardağın bile doğada çözülmediğini, yediğiniz elmanın, portakalın çöpünü doğada bırakmanın genetik kirliliğe neden olduğunu bilmeden ya da görmezden gelerek eğitimler yapıldığını gördüğümde “Bu da olmamalı,” dediğim çok oluyor.
Öğretmenler ve çocuklar için şehirde kolay ulaşılabilir bir noktada Açık Alan Eğitim Merkezi açmak. Adı bile hazır: SILVA, Latince orman demek.
Emine Sarı https://www.instagram.com/dogapedagogu/
Kafamı ona verip hakkını vererek okurum derseniz Hikmet Birand’ın “Alıç Ağacı ile Sohbetler”
Zaman kısıtlı, bana hap bilgi ver derseniz David Sobel’in “Ekofobiyi Aşmak”
Epic (Doğal Kahramanlar)